Sosyal Medyanın Gözden Kaçan Zararları: Dijital Dünyanın Karanlık Yüzü

Sosyal medya, hayatımızın olmazsa olmaz bir parçası halini aldı. Gün geçtikçe daha çok insan, duygularını, düşüncelerini ve günlük yaşantılarını bu platformlar üstünden paylaşıyor. Sadece bu konum, birtakım negatif tesirleri de bununla beraber getiriyor. Bilhassa toplumsal medyanın zararları nedir konusunu ele aldığımızda, birçok bireyin ayrım etmediği problemler gün yüzüne çıkıyor. Bu yazıda, dijital dünyanın bu pırıltılı yüzünün arkasındaki karanlık noktaları beraber keşfedeceğiz. Kim anımsar, kim bilir yeni bir perspektif kazanabiliriz.

Ana Noktalar

1. Sosyal medyanın zararları ve tesirleri üstüne meydana getirilen araştırmalar, kullananların ruh sağlığı üstündeki etkilerini gözler önüne seriyor.
2. Bağlılık duygusu, ara ara toplumsal medya üstünde aşırıya kaçmamıza yol açabiliyor.
3. Yanlış data akışı, toplumsal medyanın zararları içinde yer edinen mühim bir mevzudur.
4. Dijital bağımlılık, pek oldukca insanoğlunun karşılaşmış olduğu ciddi bir mesele haline geliyor.
5. Paylaşılan içeriklerin, bireyin toplumsal ilişkilerine negatif tesiri olabilir.

Sosyal Medya Bağımlılığı: Bilincinde Olmadığımız Tehlikeler

Sosyal medya, hayatımızın olmazsa olmaz bir parçası halini aldı. Her gün güncellemeler yapıyor, paylaşımlarda bulunuyor ve başkalarının hayatlarına göz atıyoruz. Sadece bu refah ve eğlence, birtakım toplumsal medyanın zararları açısından ciddi problemler doğurabiliyor. Bilincinde olmadan hayatımızı iyi mi etkilediğini, bu yazıda beraber keşfedelim.

Sosyal Medyanın Zararları ve Tesirleri

Sosyal medyanın zararları üstüne birçok inceleme ve emek verme yapılmakta. Bu durumda, birtakım sanal platformların hayatımızda oluşturduğu etkisinde bırakır göz ardı edilemez. İşte bu etkilere dikkat çekmek adına misal bir sıralama:

1. Süre Kaybı: Sosyal medya, saatlerimizi alıp götürebilir. Bir bakmışsınız, yalnız bir gönderiyi beğenirken saatler geçmiş.
2. Endişe ve Depresyon: Araştırmalar, toplumsal medya kullanımının endişe ile depresyon seviyelerini artırabileceğini göstermekte. Şundan dolayı devamlı başkalarının yaşamını takip etmek, kendimizi kifayetsiz hissetmemize niçin olabilir.
3. Özgüven Düşüklüğü: Paylaşılan muhteşem hayatlar, reel hayatta hasret duyduğumuz anları diken benzer biçimde batırabilir. Bu da özgüvenimizi negatif etkileyebilir.

Bunların yanı sıra, toplumsal medya bağımlılığı da fazlaca yaygın bir mesele halini aldı. İnsanlar, bildirimleri görmek için devamlı telefonlarına bakmakta ve bu döngü onları daha da bağımlı hale getirmekte. Ne yazık ki, birçok fert bu bağımlılıklarının bilincinde bile değil. Kısacası, toplumsal medya kullanması dikkatle ele katılması ihtiyaç duyulan bir mevzu.

Incelemelerin Bulmuş olduğu Gerçekler

Sosyal medyanın zararları üstüne meydana getirilen araştırmalar, kullananların ruh sağlığı üstünde yaratmış olduğu etkileşimleri ayrıntılı olarak incelemekte. Örnek olarak:

1. Etkileşim Düşüklüğü: Sosyal medya, karşı karşıya iletişimi azaltarak insanoğlu arasındaki reel bağı zayıflatmakta. Bu da toplumsal ilişkilerimizi negatif etkiliyor.
2. Uyku Bozuklukları: Yiyecek masasında, yatağın kenarında yahut yalnız birkaç saniye boş anımızda bile telefonumuza bakıyoruz. Bu davranış, uyku düzenimizi alt üst edebilir.
3. Informasyon Kirliliği: Sosyal medya, doğru bilgilere ulaşmamızı zorlaştırabilir. Yanlış data ve haberler, genellikle gerçeklerden daha süratli yayılabiliyor.

Netice olarak, toplumsal medya büyüleyici bir dünya sunuyor olsa da, onun zararlarının bilincinde olmakta büyük yarar var. Bilhassa ruh sağlığımıza olan tesirleri üstünde durmalıyız. Kendimize sıhhatli bir balans oluşturmak için adımlar atmalı ve bir ihtimal bir süreliğine toplumsal medyadan uzak kalmayı denemeliyiz. Ihmal etmeyin, sanal dünya bir yanılgı olabilir; reel yaşam burada, derhal yanımızda!

Dijital Zihinsel Esenlik: Sosyal Medyanın Ruhsal Tesirleri

Son yıllarda toplumsal medya, hayatımızın ayrılmaz bir parçası halini aldı. Bilhassa ergenler içinde bu platformlar yaygın bir halde kullanılıyor. Sadece, toplumsal medyanın zararları mevzusu dikkatlice ele alınmalı. Şundan dolayı bu platformlar, başlarda keyifli ve data verici görünse de birtakım negatif etkilere yol açabiliyor.

Sosyal Medyanın Zihin Üstündeki Tesiri

Sosyal medyada geçirilen vakit, zaman içinde zihinsel sağlığımız üstünde derin izler bırakabilir. Örnek olarak, devamlı olarak başkalarının yaşamlarına tanıklık etmek, insanoğlunun kendisini kifayetsiz hissetmesine niçin olabilir. Doğrusu, bu konum, toplumsal medyanın zararları içinde yer ediniyor. Kendinizi başkalarının fantastik anlarıyla kıyaslamak, ruhsal olarak rahatsız edici bir konum yaratıyor. Peki, bu durumda ne yapmalıyız?

Bağımlılık ve Endişe

Dijital platformlarda fazla vakit geçirmenin yarattığı bağımlılık, yalnız ergenlerde değil, hepimiz için mühim bir mesele. Birçok fert, toplumsal medya bildirimlerine bağımlı hale geliyor. Bu da organik olarak endişe seviyelerini artırabiliyor. Hatta birtakım araştırmalar, toplumsal medya kullanımının birtakım durumlarda depresif bulgularla ilişkilendirilebileceğini ortaya koyuyor. Buradan şu sonuca varabiliriz: toplumsal medyanın zararlarıher yaştan insan için geçerli olabilir.

Etkisinde bırakır	Sonuçlar
Bağımlılık	Zihinsel bitkinlik
Endişe	Sosyal izolasyon
Kendilik algısı bozulması	Depresyon emareleri

Çözüm Yolları

Peki, bu negatif etkilerle iyi mi başa çıkabiliriz? Evvela, toplumsal medya kullanması hikayesinde bir balans sağlamak mühim. Dijital detoks yapmak, kısaca muayyen bir müddet süresince toplumsal medya hesaplarını kullanmamak bu aşamada yararlı olabilir. Ek olarak, toplumsal medya içeriklerini daha seçici bir halde tüketmekte yarar var. Kimlerin paylaşımlarını takip ettiğimiz, zihinsel sağlığımız açısından yaşamsal ehemmiyet taşıyor. Netice olarak, toplumsal medyanın zararları hikayesinde bilgili olmak ve önlemler almak, dijital dünyada daha sıhhatli bir hayat sürmemizi sağlayabilir.

Ihmal etmeyin, mühim olan sıhhatli bir dengeyi oluşturmak. Sosyal medya hayatımızda bir enstruman olmalı, gaye olmamalı!

Gizlilik İhlalleri: Sosyal Medya Kullanımının Endişe Verici Boyutları

Sosyal medya platformlarının yaşamımıza bu denli entegre olması, birçok yeni fırsatı yanında getirdi. Sadece, hem de gizlilik ihlalleri de kaçınılmaz hale geldi. Anlık paylaşımlar yaparken, insanoğlu genellikle mahremiyetlerini göz ardı edebiliyor. Bu konum, bilhassa genç kullanıcılar içinde endişe verici bir hale dönüşüyor.

Verilerin Toplanması ve Kullanılması

Sosyal medya şirketleri, kullananların davranışlarını çözümleme etmek için büyük veriler topluyor. Her like, her paylaşım, ince ince işlenerek muayyen hedef kitlelere ulaşılmasını sağlıyor. Sadece bu konum, kullananların şahsi bilgilerinin iyi mi kullanıldığı hikayesinde belirsizlik yaratıyor. Kimileri, bu tür uygulamaları tamamen düzgüsel karşılarken, kimileri ise gizlilik taleplerinin yok sayıldığını düşünüyor. İşte burada, haklı bir endişe ortaya çıkıyor.

Sosyal Medyanın Tesirleri

Birçok fert, toplumsal medya vesilesiyle kendini anlatım etmeyi seviyor. Sadece, bu anlatım özgürlüğü, ara ara aşırı paylaşımlara dönüşebiliyor. Bilhassa ergenler, toplumsal medya hesaplarında paylaşımlar yaparken dikkat etme gerekliliğini unutabiliyor. Devamlı olarak takipçi sayısı yahut beğeni sayısıyla alakalı kaygılar, ruh halini negatif etkileyebiliyor. Bu tür durumlar, gün geçtikçe daha çok insanoğlunun gizlilik ihlali ve dijital ayak izleri konusunu sorgulamasına niçin oluyor.

Gelecekte Neler Olacak?

Geleceğe baktığımızda, toplumsal medya kullanımının giderek daha çok yaygınlaşacağı aleni. Sadece, kullananların gizliliklerini korumak adına adımlar atmaları gerekiyor. Kendimizi ve bilgilerimizi korumanın yollarını bulmalıyız. Kullanıcının korkularının artmasıyla beraber, toplumsal medya platformları da bu endişeleri gidermek amacıyla muhtelif önlemler almak zorunda duracak. Kim bilir en mühim mevzu, şahsi verilerin iyi mi saklandığı ve kimlerle paylaşıldığıdır. Unutmayalım ki, gizlilik, yalnız şahsi bir tercih değil, bununla beraber haklarımızın bir yansımasıdır.

Gizlilik ihlalleri, toplumsal medya kullanımında düşündüğümüzden daha derin bir mevzudur. Her insanın bu durumu değerlendirip kendine bakılırsa çözümler bulması gerekiyor. En azından, bir defa daha düşünelim; paylaşımlarımızın nereye gittiği ve kimlerle buluşmuş olduğu hakkındaki farkındalığımız yüksek olsun. Bu sayede, dijital dünyada daha güvenilir ve bilgili bir halde var olabiliriz.

Sosyal İzolasyon: Sanal Bağlantıların Reel Yaşam Üstündeki Tesirleri

Sosyal medya ve dijital haberleşme araçlarının yaygınlaşmasıyla beraber, toplumsal yalıtım terimi giderek daha çok gündeme gelmeye başladı. Halbuki ki insan doğası, toplumsal etkileşimler üstüne kurulmuştur. Birbirimizle irtibat oluşturmak, romantik ve ruhsal olarak sıhhatli kalmamız için eleştiri öneme haizdir. Sadece, sanal ortamda gerçekleştirdiğimiz bağlantıların gerçekteki yaşantımız üstündeki tesirleri kompleks ve ara ara kafa karıştırıcı bir tablo çizmektedir.

Gelişen Teknoloji ve Sosyal İlişkiler

Hızla gelişen teknolojinin sunmuş olduğu imkanlar yardımıyla yüzlerce adamla etkileşimde bulunabiliyoruz. Bu konum, bilhassa büyük şehirlerde yaşayan bireyler için bir avantaj benzer biçimde görünüyor. Fakat ne var ki, sanal ortamda sağlanan refah, reel yaşam ilişkilerine dair birtakım negatif etkisinde bırakır yaratabiliyor. İşte bu aşamada, sanal bağlantıların reel yaşam üstündeki etkilerini daha iyi tahmin etmek için birkaç mühim noktaya değinmek yararlı olacaktır:

1. Yüz Yüze İletişimin Azalması: İnsanlar dijital platformlarda daha çok vakit geçirdikçe, karşı karşıya haberleşme azalmaktadır. Bu konum, toplumsal becerilerin körelmesine yol açabilir.
2. Bağlantıların Yüzeyselleşmesi: Sosyal medya üstünden kurulan ilişkiler, çoğu zaman yüzeyseldir. Reel bağlar oluşturmak zor olsa gerek, bu da derinlikten mahrum ilişkilere niçin olabilir.
3. Romantik Yalnızlık: Birçok insan sanal linklere haiz olsa da, yalnızlık hissi yaşayabilir. Romantik yardımcı arayışında, sanal ortamlar kifayetsiz kalabilir.

Peki, bu konum karşısında ne yapmalıyız? Kim bilir aslolan mesele, sanal etkileşimlerin reel yaşamımıza ne seviyede tesir ettiğini kavrayamamakta yatıyor. Bağlantılarımızı derinleştirmek ve reel toplumsal etkileşimlere tekrar odaklanmak için muhtelif yollar deneyebiliriz.

Sanal Dünyadan Reel Dünyaya Geçiş

Gelin, sanal dünyadan reel dünyaya geçiş yapmamızı kolaylaştıracak birkaç öneriye göz atalım:

1. Reel hayatta buluşmayı planla: Arkadaşlarınla daha sık karşı karşıya görüş. Bu, bağların kuvvetlenmesine ve kaliteli vakit geçirmene destek olacaktır.
2. Yeni toplumsal aktiviteler dene: Spor, sanat yahut gönüllü işler benzer biçimde yeni alanlarda yer alarak insanlarla tanışabilirsin.
3. Teknoloji kullanımını dengele: Günlük teknoloji kullanım sürelerini belirleyerek, toplumsal becerilerini geliştirmeye vakit ayır.

Netice olarak, toplumsal yalıtım çağıl dünyamızda dikkat edilmesi ihtiyaç duyulan bir mevzu. Sanal linkler mühim olsa da, bunların yerini hiç gerçekteki etkileşimlerin almadığını unutmamak icap eder. Unutmayalım ki, insan olmak, başkalarıyla bağ kurmaktan geçiyor. Reel insan ilişkilerine ve romantik bağlara daha çok ehemmiyet vermek, hem bireysel psikolojimizi güçlendirecek bununla beraber camia olarak daha sıhhatli bir hayat sürmemize destek olacaktır.

Farkındalık ve Idrak Yönetimi: Sosyal Medyanın Manipülatif Yüzü

Sosyal medya, hayatımızın olmazsa olmaz bir parçası halini aldı. Her gün giriş yaptığımız bu platformlar, hem etkileşimimizi artırıyor bununla beraber düşüncelerimizi şekillendiriyor. Sadece, farkındalık ve idrak yönetimi hikayelerinde dikkatli olmak gerekiyor. Şundan dolayı toplumsal medya, genellikle manipülatif bir enstruman olarak karşımıza çıkıyor.

Sosyal Medyanın Tesiri

Tamamımız toplumsal medyada geziniyor, aktüel vakaları takip ediyor ve arkadaşlarımızla etkileşimde bulunuyoruz. Fakat ne kadar dikkatli davranıyoruz? Bir resim veya video, zihinlerimizi hızla etkileyebilir. Bu konum ise idrak yönetimi açısından tehlikeli bir hal alabilir. Algılarımız, gördüğümüz içeriklerle şekilleniyor ve bu içeriklerin arkasındaki niyetleri sorgulamadan kabul edebiliyoruz.

Manipülasyonun Aletleri

Sosyal medya platformları, ara ara yanlış data yaymak için kullanılan bir alan haline geliyor. Örnek olarak, bir vaka hakkındaki paylaşılan bir görsel, doğruyu yansıtmıyor olabilir. Bu durumda, bilincinde olmadan kendimizi bir manipülasyon döngüsünün içerisinde bulabiliriz. Üstelik bu döngüler, toplumsal medya algoritmaları yardımıyla daha da güçleniyor. Her etkileşimimiz, daha çok benzer içerik anlamına geliyor ve bu halde fikir kalıplarımızı daraltıyoruz.

Niçin Bilincinde Olmalıyız?

Sosyal medyada gördüğümüz içerikler, sosyal bir şeyleri etkileme gücüne haiz. Gündelik hayattan bahsediyoruz, ama anlık paylaşımlar, kitleleri bir noktadan diğerine sürükleyebilir. Bu yüzden, farkındalık düzeyimizi çoğaltmak ve neye inandığımızı sorgulamak fazlaca mühim. Informasyon kirliliği içerisinde kaybolmamak için hangi bilgilere güvenebileceğimizi iyi çözümleme etmeliyiz.

Son Laf

Netice olarak, toplumsal medyanın manipülatif yüzüyle başa çıkmak için elimizde birtakım araçlar var. Farkındalık kurmak, idrak yönetimi tekniklerini öğrenmek ve eleştirel düşünmeyi benimsemek, bu belirsizliklerle baş etmemizde bizlere destek olabilir. Unutmayalım ki, sonuçta hepimiz hangi içeriklere alaka gösterirsek, o içeriklerin daha çok karşımıza çıkma ihtimali artıyor. Bu yüzden, dikkatli olmak ve bilgili bir halde seçici hareket etmek muazzam.

Ergenler ve Sosyal Medya: Yalnız Eğlence Mi, Yoksa Bir Tehdit Mi?

Sosyal medya, günümüzde gençlerin hayatında mühim bir yere haiz. Bu platformlar, ergenler için yalnız bir haberleşme aracı değil, bununla beraber bir eğlence deposu ve data haneleri. Sadece bu konum, ara ara bilhassa kaygı verici bir hâle dönüşebiliyor. Peki, toplumsal medya hakikaten yalnız eğlenceden ibaret mi, yoksa gençlerimizi tehdit eden bir enstruman mı? Bu probleminin cevabını bulmaya çalışalım.

Sosyal Medyanın Avantajları

Evvela, toplumsal medyanın ergenler üstündeki olumlu etkilerine bakalım. Ergenler, toplumsal medya yardımıyla dünya genelindeki öteki gençlerle irtibat kurabiliyor. Bu, onları değişik kültürlerle tanışmamızı sağlıyor ve empati kabiliyetlerini geliştiriyor. Bilhassa yaratıcı içerikler paylaşırken, kendilerini anlatım etme fırsatı buluyorlar. Ek olarak, eğitimle alakalı bilgiler edinmek ve toplumsal hareketlere katılmak benzer biçimde pozitif yönleri de bulunuyor.

Riskler ve Tehditler

Her şeyde olduğu benzer biçimde, toplumsal medyanın da birtakım tehlikeleri bulunuyor. Bilhassa gençlerin aşırı toplumsal medya kullanması, vakit yönetimi problemlerine yol açabiliyor. Ek olarak, hüviyet hırsızlığı, siber diktatörlük ve aşırı öz emniyet kaybı benzer biçimde durumlar da mevzubahis. Birçok genç, toplumsal medyada paylaştıkları içeriklerin kalitesine bakılırsa kendilerini değerlendirmeye başlıyor. Bu konum, gençlerin ruhsal sağlıklarını negatif etkileyebiliyor.

“Sosyal medya, gençlerin kendilerini anlatım etmeleri için bir fırsat sunar sadece dikkat edilmezse, ruhsal sorunlara niçin olabilir.”

Bir Balans Oluşturmak

Netice olarak, toplumsal medya ergenler için bir iki taraflı kılıç. Zamanında ve doğru kullanıldığında, yararlı bir enstruman olurken, yanlış kullanıldığında ciddi problemler yaratabiliyor. Bu aşamada, aileler ve eğitimciler büyük bir repertuvar taşıyor. Gençlerin toplumsal medya kullanımlarını dengelemeleri için onlara rehberlik etmek mühim. Örnek olarak, muayyen saatlerde toplumsal medya kullanma alışkanlıkları geliştirmek ve alternatif eğlence şekilleri taktim etmek yararlı olabilir.

Son Laf

Ergenler ve toplumsal medya arasındaki ilişki kompleks bir dengeyi anlatım ediyor. Keyifli bir haberleşme aracı olmasının yanı sıra, dikkatli bir yaklaşım icap ediyor. Gençlerin, toplumsal medyayı bilgili ve sıhhatli bir halde kullanabilmeleri için üstlerine düşen sorumlulukları anlamaları gerekiyor. Böylece, toplumsal medyanın pozitif yanlarından faydalanabilirler ve tehditlerini en aza indirebilirler.

Dijital Ayak İzi: Sosyal Medya Kullanımının Uzun Vadeli Neticeleri

Sosyal medya hayatımızın ayrılmaz bir parçası halini aldı. Neredeyse her insanın bir hesabı var; beğeniler, paylaşımlar ve yorumlar. Peki, bu dijital ortamda bıraktığımız izler bizim ve çevremiz için ne algılama geliyor? İşte bu yazıda, dijital ayak izi ve toplumsal medya kullanımının uzun vadeli neticeleri üstüne konuşacağız.

Dijital Ayak İzinin Tanımına Yaklaşalım

Dijital ayak izi, web üstünde yaptığımız her türlü etkinlikten sonrasında geride bıraktığımız izdir. Sosyal medya paylaşımlarımız, arama geçmişimiz ve bileşenlerimiz bu izlerin bir parçasıdır. Bilhassa genç nesil, bu izlerin bilincinde olmadan hareket ettikleri için dikkat edilmesi ihtiyaç duyulan bir nokta. Kim anımsar, bigün paylaştıkları bir resim, gelecekteki iş başvurularında yanlarına dönebilir.

Sosyal Medyanın Öne Çıkan Uzun Vadeli Neticeleri

Sosyal medya kullanması, şahsi ve ustalaşmış yaşamımızda birçok tesir yaratabiliyor. Buna bakılırsa, birkaç mühim sonuca değinelim:

1. İtibar Yönetimi: Sosyal medya platformlarında paylaşılan her şey, gelecekteki şahsi ve mesleki itibarımızı etkileyebilir. Doğrusu, bir paylaşımın negatif tesiri, seneler sonrasında bile karşımıza çıkabilir.
2. Hususi Yaşamın Gizliliği: Paylaşımlarımızın izinsiz paylaşımı yahut fena niyetli kişiler tarafınca kullanılma riski daima mevcut. Bu yüzden dikkatli olmakta yarar var.
3. Ruhsal Etkisinde bırakır: Devamlı olarak karşılaştırmalara maruz kalmak, özsaygıyı azaltabilir. Bazı zamanlar toplumsal medya üstünden reel olmayan bir yaşam sunmaktadır. Bu yanılsama, zaman içinde ruh halimizi negatif etkileyebilir.

Görüldüğü benzer biçimde, dijital ayak izimizi gerçekleştiren her bir hareketimiz, kompleks bir ağın parçası. Sosyal medya kullanması, oldukca eğlenceli ve keyifli olabilir sadece unutulmamalıdır ki her şey benzer biçimde, bunun da bir bedeli var. Doğrusu, attığımız her adım, geleceğimiz üstünde bir tesir bırakır. Bu nedenle, toplumsal medyayı kullanırken dikkatli olmalıyız.

En son, dijital ayak izimizle beraber yaşamak bir yükümlülük, fakat onu iyi mi yöneteceğimiz tamamen bizim elimizde. Sosyal medyayı, kendimizi anlatım etmenin yanı sıra, bilgili bir halde kullanmak, ilerideki neticeleri minimize edebilir. Unutmayalım ki her paylaşım, gelecekteki biz için bir hatıra bırakır. Bu nedenle, dijital dünyada iyi mi iz bırakacağımıza dikkat etmekte yarar var!

Bu tarz şeyleri da İnceleyebilirsiniz:

[PDF] Karanlık Sosyal Medya ve Sosyal Medyanın Karanlık Yüzü – DergiPark
DİJİTAL DÜNYANIN KARANLIK YÜZÜ, DOXING! – Güvenli Web

Sıkça Sorulan Sorular

Sosyal medyanın en büyük zararları nedir?

Sosyal medyanın en büyük zararları içinde ruh sağlığı bozuklukları, yalnızlık hissi, yanlış data yayılımı ve vakit kaybı sayılabilir.

Sosyal medya kullanması bağımlılık yapar mı?

Evet, toplumsal medya kullanması bağımlılık yapabilir. Devamlı bildirimler ve yenilikler, kullananların platforma bağlı kalmasına niçin olabilir.

Sosyal medya güvenliği niçin önemlidir?

Sosyal medya güvenliği, şahsi bilgilerinizi fena niyetli kişilerden korumak ve siber saldırılara karşı tedbir almak için önemlidir.

Sosyal medya kullanıcıları niçin düzmece kimlikler oluşturuyor?

Birtakım kullanıcılar, gizliliklerini korumak, başkalarından kaçmak yahut istenmeyen dikkat çekmemek amacıyla düzmece kimlikler oluşturabilir.

Sosyal medya, ergenler üstünde iyi mi bir tesir yapar?

Sosyal medya, ergenler üstünde pozitif ve negatif etkisinde bırakır yapabilir; özgüven artırabilirken, siber zorbalığa ve kıyaslamalara da niçin olabilir.